Ana Sayfa Blog Sayfa 19

Aktif Gençler

0
Aktif Gençler

Genç yıldızlar yoğun bulutların içinde oluşur, bu da bu süreci olabildiğince net görmek isteyen astronomlara mani olur. Bu nedenle astronomların en sevdiği yerlerden birisi Orion Nebulası bölgesi, yıldızların hala doğmakta olduğu yerler arasında en yakın bölgedir. Gözlemler, bazısı bir gün gezegenler oluşturabilecek kalın disklerle çevrelenmiş olan çok genç yıldız benzeri cisimleri ortaya koyuyor. Yukarıdaki görsel, Orion Nebulası’nın Hubble Uzay Teleskobu’ndan güzel bir optik görüntüsünü gösteriyor. Optik görüntü ayrı ayrı yıldızları ve aynı zamanda gömülü yıldızlarla etkileşimleri tarafından ufak parçalara uzatılan fazlaca yapılı gaz ve toz bulutlarını gösteriyor. Aynı bölgenin Chandra X-ışın Gözlemevi tarafından alınan bir X-ışın görüntüsüyse dramatik şekilde farklı bir görünüm sunuyor. Chandra tarafından tespit edilen X-ışınları, muazzam derinlikte tozu delip geçebiliyor ve aksi halde görünmez olabilecek tamamen yeni bir yıldız (mavi ve turuncu) popülasyonunu ortaya çıkarıyor. Ayrıca ayrı yıldızların Chandra tarafından görülen X-ışın değişimleri, genç yıldızlar durgunlaşıp uzun orta yaşa geçerken olan aşırı şiddetli aktiviteye işaret ediyor.

Görsel: NASA/CXC/Penn State/E.Feigelson & K.Getman et al.; Optik: NASA/ESA/STScI/M. Robberto et al.

Oluşumdan Bugüne Yirmi Yıl

0
Oluşumdan Bugüne Yirmi Yıl

24 Şubat 1987’de Şili’deki Las Campanas Gözlemevi’nde Ian Shelton ve Oscar Duhalde, Yeni Zelanda’da Albert Jones ve Zimbabve’de Colin Henshaw güney göklerine baktılar ve insanoğlu tarafından 400 yıldır görülmeyen bir şey gördüler: çıplak gözle görülebilecek kadar parlak ve yakın bir süpernova. SN 1987a adı verilen bu süpernova astronomlara yıldız ölümünün süreçlerini modern cihazlarla detaylı şekilde incelemek için eşsiz bir fırsat sundu. Modern astronomide gerçek bir dönüm noktası olan bu patlayan yıldızın, Büyük Macellan Bulutu’ndaki yakınlığı (160 bin ışık yılından biraz fazla) astronomların,  teorisyenlerin patlamaya eşlik etmesi ve güç vermesi gerektiğini öngördükleri nötrino fışkırmasını bile tespit edebilmelerini sağladı. Yukarıdaki görsel süpernovanın Hubble Uzay Teleskobu (HST) görüntüsüyle Chandra X-ışın Gözlemevi tarafından alınan bir X-ışın görüntüsünün birleşimi. HST görüntüleri süpernovanın üç halkalı bir gösteri olduğunu ortaya çıkardı: İç halka patlamada atılan püskürükle yıldızın yanındaki maddenin çarpışmasıyla üretilirken dıştaki iki halkanın, kör edici ışık parlaması önceden var olan yapıları aydınlattığında üretilen ışık yankıları olduğuna inanılıyor. Chandra tarafından tespit edilen X-ışın emisyonunun büyük bölümü iç halkada üretiliyor. Astronomlar belki bir gün iç halkanın merkezinde yeni doğmuş bir kara deliğe dair kanıtlar da bulacaklardır.

Görsel:X-ışın: NASA/CXC/PSU/S.Park & D.Burrows.; Optik: NASA/STScI/CfA/P.Challis

Hızlı Mermi

0
Hızlı Mermi

Astronomlar genelde, bir galaksi kümesinden gelen X-ışın emisyonu miktarını, kümenin kütlesinin yerine kullanırlar. Bu, sıcak, X-ışın yayınlayan gaz, kümedeki maddenin kütle çekim alanının karşı koyduğu, dışarı doğru muazzam bir basınca sahip olduğu içindir. Bu denge, sıcak gaz tekrar ısıtılıyorsa böyle tespitleri şüpheli hale getirecek şekilde bozulabilir. Küme ısınmasının bir örneği, Abell 3376 kümesinin XMM-Newton X-ışın gözlemevi tarafından alınan derin bir X-ışın görüntüsüyle ortaya çıkarıldı. Bu görüntü, kümede mermi şeklinde bir emisyon bölgesini gösteriyor. Astronomlar bu emisyonun, ana kümeyle birleşen daha küçük bir galaksi grubu tarafından üretildiğini düşünüyorlar. Kümenin radyo gözlemleri, şoklanmış gazın kümede çınladığını gösteriyor. Bunlar muhtemelen bu alt küme “mermilerinin” içeri düşüşleri sonucu üretilen dalgacıklar.

Görsel: Joydeep Bagchi (IUCAA) ve ESA

Küresel Kümelerin Kalbi

0
Küresel Kümelerin Kalbi

M55, Omega Centauri, M22, NGC 3201, NGC 2808 ve M13 gibi küresel kümeler, milyonlarca yaşlı yıldız içeren küremsi gruplardır. Bu cisimler, galaksileri oluşturan yapı taşları olabilir. Küresel kümelerde bulunan yıldızlardan bazılarının Evren’in kendisi kadar yaşlı olduklarına inanılıyor. Bunlar aşırı derecede ilginç cisimler. Astronomlar küresellerin dış bölgelerini inceleyebiliyor, ama yüksek yıldız yoğunluğu nedeniyle kalabalık iç bölgeleri incelemek zor. Bu kümelerin merkezinde ne saklanıyor. Bunu bulmanın bir yolu X-ışın gözlemevleri kullanmak, çünkü küme üyelerinin çoğu X-ışınlarında pek parlak değil. Yukarıdaki (XMM-Newton X-ışın gözlemeviyle elde edilen) montaj gibi X-ışın görüntüleri, dev küme üyelerinin evrimiyle geride bırakılan, nötron yıldızları ve beyaz cüceler, hatta kara delikler gibi garip şeylerin ortaya çıkarılmasına yardımcı oluyor.

Görsel: N.A. Webb, D. Barret, M. Servillat, B. Gendre; ESA

Tozdan Toza

0
Tozdan Toza

Büyük bir gözlemevinin gücü, diğerleriyle bir araya geldiğinde fazlasıyla artar. Bu ifade, Cas A süpernova kalıntısının yukarıdaki görüntüsüyle örnekleniyor. Cas A hatırlayacağınız gibi, galaksimizde yaklaşık 300 yıl önce patlayan dev bir yıldızın dışarı atılan nebulası. Yukarıdaki güzel görüntü NASA’nın üç Büyük Gözlemevi, Chandra X-ışın Gözlemevi, Hubble Uzay Teleskobu ve Spitzer Uzay Teleskobu tarafından elde edilen bir kompozit. Yeşil-mavi Chandra X-ışın verileri, yıldızın enkazı çevresindekilere çarparken oluşan sıcak gaz bölgelerini vurguluyor. Hubble’ın optik verileri (sarı), bulut yoğunluklarının en yüksek olduğu bölgeleri açığa çıkarıyor. Spitzer kızılötesi verileri (kırmızı) ise soğuk tozun varlığını gösteriyor. Astronomlar bu görüntüleri, süpernovaların galaksileri nasıl beslediğini daha net anlayabilmek için kullanıyorlar; özellikle de bu gözlemler astronomların katı parçacıkların bir süpernovanın dışarı atılan gazları tarafından nasıl üretildiğini daha iyi anlamasını sağlıyor. Ve bu veriler, “ölü” yıldızın 50 yıl kadar öncesi gibi yakın bir zamanda bile enerji yayınladığının kanıtı gibi sürprizleri de ortaya çıkarıyor.

Görsel: X-ışın: NASA/CXC/SAO; Optik: NASA/STScI; Kızılötesi: NASA/JPL-Caltech

Renkli Açık Küme

0
Renkli Açık Küme

XMM-Newton Gözlemevi’yle yapılan derin bir gözlem astronomlara, bir dev yıldızlar doğum yerinden, Scorpius OB1 birlikteliğinin kalbinde yer alan açık küme NGC 6231’den gelen X-ışın emisyonunun en detaylı görüntülerinden birini verdi. Yukarıdaki görüntü NGC 6231’in X-ışınlarında bir yakın görünümünü gösteriyor. Mavi renk yüksek enerjili X-ışınlarını, kırmızı renk ise düşük enerjili X-ışınlarını temsil ediyor. Yukarıdaki görüntünün merkezindeki en parlak kaynak, içerisinde X-ışın emisyonunun bir yıldızın rüzgarının yoldaşının rüzgarıyla çarpışmasından doğduğu bir dev çift sistemi. Diğer yıldızlar, içlerinde yoldaşın varlığının yalnızca rüzgar-rüzgar çarpışma bölgesinde üretilen X-ışınları tarafından ortaya çıkarılabileceği “gizli çiftler” olabilir. Tek dev yıldızların X-ışınlarının, yıldızın rüzgarı içinde gömülü olan sıcak şoklanmış gaz ceplerinden doğduğu düşünülüyor. Ama astronomlar bu sürecin detaylarını hala tam olarak anlayabilmiş değil.

Görsel: Sana et al (2005), Liège Astrophysical Institute (Belçika) ve ESA

Yeni Bir Yıldızın X-ışın Nebulaları

0
Yeni Bir Yıldızın X-ışın Nebulaları

Yıldız patlamaları bir yıldızın çevresini tekrar şekillendirme yollarından birisidir. Özellikle güçlü bir tür patlama, kompakt bir beyaz cücenin yoldaş bir yıldızdan madde biriktirdiği “klasik novalar”da gerçekleşir. Zamanla beyaz cücenin yüzeyinde o kadar çok madde birikir ki bir nükleer patlama meydana gelir, bu gerçekleştiğinde de yıldız aşırı derecede parlaklaşır. Peki patlamada dışarı atılan maddeye ne olur? GK Persei adı verilen bir klasik novanın Chandra X-ışın Gözlemevi’yle yapılan yeni bir gözlemi, bu soruyu yanıtlamaya yardımcı oluyor. GK Per 1901’de püskürdü ve patlamada dışarı atılan maddeler yıldızlararası maddelere çarpıp Chandra’nın gördüğü X-ışın emisyonunu üreten bir şoklanmış gaz kabuğu oluşturdu. Yukarıdaki görsel, sahte renkli bir görüntü olarak nova kalıntısının Chandra X-ışın görüntüsünü gösteriyor; kontur çizgileri Çok Büyük Dizi ile alınan bir radyo görüntüsünden elde edildi. Nova kalıntısının X-ışın emisyonuyla radyo emisyonu arasında güçlü bir korelasyon bulunuyor. Chandra gözlemi, süpernova kalıntılarında da gözlenen bir süreçle, bu şokların bir kısmının atomaltı parçacıkları (elektronlar gibi) hızlandırdığını gösteriyor.

Görsel: X-ışın: S¸ölen Balman (ODTÜ, Türkiye) ve NASA; Radyo: E. Seaquist (U Toronto)

Zonklayan Rüzgar

0
Zonklayan Rüzgar

Pulsar

Dev yıldızlar patladıktan sonra arkalarında patlamış yıldız maddesinden oluşan geniş bir nebula ve bazen de merkezde nükleer yoğunluklara sıkışmış, yıldız maddesinden meydana gelen çökmüş bir parça (bir nötron yıldızı) bırakırlar. Nötron yıldızının yakınlarında, enerjik süreçlerden güç alan bir rüzgar dışarı doğru eser. Bu sürecin detayları; Yengeç pulsarı, Vela pulsarı ve şimdilerde yukarıda gösterilen 3C58’in Chandra X-ışın Gözlemevi’yle yapılan yüksek enerji gözlemleriyle açığa çıkıyor. 3C58’in bu görseli, (ilave görselde) Yengeç nebulasında ve Vela pulsarı çevresinde görülen yapılara çok benzer şekilde, bir nötron yıldızını çevreleyen dönen bir gaz yumrusu gösteriyor. Görüntüde daha uzakta, hızla dönen pulsar tarafından üretilen manyetik ilmekler görülüyor. Bu görüntü, astronomların çökmüş yıldızların çevresindeki yüksek enerjili dinamoların işleyişini anlamalarına yardımcı oluyor.

Görsel: NASA/CXC/SAO/P.Slane et al.

Ne Kadarı Çok Fazla?

0
Ne Kadarı Çok Fazla?

Samanyolu

Tüm ışıklar söndükten sonra geriye ne kalır? Bu, astronomların yakın zamanda cevaplamaya çalıştığı bir soru. Yukarıdaki görsel, tüm belirgin radyasyon kaynakları ortadan kaldırıldıktan sonra, Samanyolu’nun merkezinin Chandra X-ışın Gözlemevi’yle alınmış bir görüntüsü. Geriye kalan şey çok sıcak ve aşırı sıcak gazın bir kombinasyonu, ve de büyük bir bilmece. Sıcak gaz muhtemelen galaksi merkezi yakınlarındaki makul hızlarda gerçekleşen süpernova patlamaları tarafından üretiliyor. Ama aşırı sıcak gazın kökeni bir gizem. Bu da süpernova patlamaları tarafından üretilmiş olabilir, ama bunun için yaklaşık her 30 asırda bir gerçekleşen, özellikle yüksek bir süpernova hızı gerekli. Bir sönük, yüksek enerjili yıldız popülasyonu tarafından da üretilmiş olabilir, fakat o zaman böyle cisimler, bilinen en fazla sayılı yüksek enerji kaynaklarından 10 kat daha kalabalık olmalıydı.

Görsel: M. P. Muno et al., 2004, The Astrophysical Journal, vol. 613, pg. 326

Serbest Düşüş

0
Serbest Düşüş

galaksi kümesi

Yukarıdaki görsel, yokuş aşağı yuvarlanan bir galaksiyi gösteriyor. Görüntü, Chandra X-ışın Gözlemevi’yle görüldüğü şekilde, Fornax galaksi kümesinin X-ışın emisyonunu gösteriyor. Görüntüdeki parlak noktalar kümeyi meydana getiren ayrı galaksileri temsil ederken sönük mavi ışıltı ise, kümedeki karanlık madde tarafından yakalanmış sıcak gazın emisyonunu gösteriyor. Kümenin çekirdeğinin sol altında görülen bir üye, galaksi NGC 1404, “kuyruklu yıldız benzeri” bir görüntü sergiliyor. Yani bariz bir ön kenara ve uzun bir kuyruğa sahip. Bu da galaksi kümeye doğru düşerken, gazın NGC 1404’ten geriye doğru atıldığına işaret ediyor.

Görsel: NASA/CXC/Columbia U./C.Scharf et al.