Çok büyük kara delikler, Güneş Sistemimizden daha büyük olmayan olmayan bir alana sıkışmış, bütün bir galaksiden daha fazla kütle içerirler. Yakınlardaki maddeleri (gaz, toz, yıldızlar, güneş sistemleri) yutarak daha ağır (ve orantılı olarak daha büyük) hale gelirler. Bu yabancı süreç, her gün deneyimlenen, bir cismin muazzam bir tepeden aşağı yuvarlanması ve kütle çekimsel potansiyel enerjisini gittikçe daha hızlı şekilde şekilde hareket enerjisine çevirmesine benzer. Asıl farklılık şu ki bir kara deliğin içine doğru düşen cisim, bir daha haber alınmamak üzere zamanın ve uzayın sınırından, kara deliğin olay ufkundan içeri düşer. Bu dehşet verici birikim süreci, muazzam miktarda enerji serbest bırakır ve süperdev kara delikleri evrendeki en güçlü motorlardan biri yapar. Süperdev kara delikler, ya orada doğduklarından, ya da orada düştüklerinden galaksilerin merkezlerinde bulunma eğilimindedir. Kendi galaksimiz bile, Jüpiter’in yarıçapının 200 katından daha az bir “büyüklükte”, Güneş’in yalnızca 4 milyon katı ağırlığa sahip (göreceli konuşursak) ufak bir tanesine sahiptir. Yukarıdaki görsel, ünlü aktif galaksi Hercules A’nın kompozit optik, radyo ve X-ışın görüntüsü. Hercules A, optik bir teleskopla alelade bir eliptik galaksi gibi görünüyor, ama bir radyo teleskopla bakarsanız, galaksinin merkezinden ve orada yer alan süperdev kara delikten yayınlanan iki adet muazzam, dar yüksek enerji parçacıkları ve radyasyon hüzmesi görürsünüz. Bu jetler o kadar uzunlardır ki, jetin temeli yakınlarında üretilen ışığın diğer uca ulaşması bir milyon yıl sürer. Chandra X-ışın Gözlemevi’yle alınan, morla gösterilen bir X-ışın görüntüsü, Hercules A’yı çevreleyen devasa bir sıcak gaz bulutunu ortaya çıkarıyor. Bu gaz, Hercules A’nın merkezindeki süperdev kara delikten akan çok miktardaki enerji tarafından milyonlarca derecelik sıcaklıklara ısıtılır. Bir kara delik aldığı gibi vermesini de bilir.
Görsel: X-ışın: NASA/CXC/SAO, Optik: NASA/STScI, Radyo: NSF/NRAO/VLA)