24 Şubat 1987’de Şili’deki Las Campanas Gözlemevi’nde Ian Shelton ve Oscar Duhalde, Yeni Zelanda’da Albert Jones ve Zimbabve’de Colin Henshaw güney göklerine baktılar ve insanoğlu tarafından 400 yıldır görülmeyen bir şey gördüler: çıplak gözle görülebilecek kadar parlak ve yakın bir süpernova. SN 1987a adı verilen bu süpernova astronomlara yıldız ölümünün süreçlerini modern cihazlarla detaylı şekilde incelemek için eşsiz bir fırsat sundu. Modern astronomide gerçek bir dönüm noktası olan bu patlayan yıldızın, Büyük Macellan Bulutu’ndaki yakınlığı (160 bin ışık yılından biraz fazla) astronomların, teorisyenlerin patlamaya eşlik etmesi ve güç vermesi gerektiğini öngördükleri nötrino fışkırmasını bile tespit edebilmelerini sağladı. Yukarıdaki görsel süpernovanın Hubble Uzay Teleskobu (HST) görüntüsüyle Chandra X-ışın Gözlemevi tarafından alınan bir X-ışın görüntüsünün birleşimi. HST görüntüleri süpernovanın üç halkalı bir gösteri olduğunu ortaya çıkardı: İç halka patlamada atılan püskürükle yıldızın yanındaki maddenin çarpışmasıyla üretilirken dıştaki iki halkanın, kör edici ışık parlaması önceden var olan yapıları aydınlattığında üretilen ışık yankıları olduğuna inanılıyor. Chandra tarafından tespit edilen X-ışın emisyonunun büyük bölümü iç halkada üretiliyor. Astronomlar belki bir gün iç halkanın merkezinde yeni doğmuş bir kara deliğe dair kanıtlar da bulacaklardır.
Görsel:X-ışın: NASA/CXC/PSU/S.Park & D.Burrows.; Optik: NASA/STScI/CfA/P.Challis