Galaksilerin kimyasal evrimini süpernova patlamaları ilerletir. Oksijen, azot, karbon, silikon ve demir gibi kompleks elemetler, ölen yıldızların içlerinde hazırlanır ve bunları uzaya süpernovalar dağıtır. Süpernova patlamasının kendisi de basit atomları daha kompleks olanlara dönüştürebilir. Bu kompleks elementler nihayetinde, bir araya gelerek çakıl taşları, kayalar ve belki de sonunda Dünya gibi karasal gezegenler oluşturabilecek molekülleri ve katı toz parçacıklarını oluşturmak üzere birleşebilirler. Bu sürecin nasıl gerçekleştiğinin detaylarını anlamak, evrende gezegenlerin nasıl oluştuğunu anlamada önemli bir adımdır. Yukarıdaki görsel, bir süpernova patlamasının galaktik çevresiyle nasıl etkileştiğini gösteren ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Bu cisim alelade G54.1+0.3 ismiyle anılıyor ve bir pulsar rüzgarı nebulasının, yıldız patladığında geride kalan dönen nötron yıldızı (pulsar) tarafından üretilen enerjik, X-ışın yayınlayan parçacık akıntısının bir örneği. Pulsar rüzgarı nebulasının X-ışın emisyonu, Chandra X-ışın Gözlemevi’nden bu görselde maviyle gösteriliyor. Spitzer Uzay Teleskobu’nun kırmızı, yeşil ve sarıyla gösterilen detaylı kızılötesi görüntülerinde, pulsarı daha büyük, daha soğuk bir gaz ve toz bulutu çevreliyor. Büyük toz bulutu içinde gömülü nokta benzeri kaynaklar, toz bulutu süpernova patlaması tarafından sıkıştırıldıktan sonra oluşan genç yıldızlar olabilir. Ama daha yeni çalışmalar, bu kaynakların gerçekte süpernova tarafından üretilen, neredeyse 10.000 Dünya yaratmaya yetecek kadar toza sahip, sıcak zengin toz bulutları olduğunu düşündürüyor.
Görsel: X-ışın (Mavi), Kızılötesi 24 mikron (Kırmızı-Sarı), Kızılötesi 8 mikron (Yeşil)