Dünya gibi, Jüpiter’in de kendi kuzey ve güney ışıkları, yani auroraları var. Bu ışıklar, uzaydan gelen iyonlarla gezegenin atmosferinin, kuzey ve güney manyetik kutuplar yakınında etkileşmesiyle üretiliyor. Jüpiter’in auroraları Dünya’nınkilerden çok daha kuvvetli, X-ışınları üretecek kadar güçlüler. Jüpiter’in X-ışın aurorası aynı zamanda zonkluyor ve tuhaf şekilde, güney auroraları oldukça düzenli biçimde zonklar gibi görünürken kuzey auroraları daha rastgele değişiyor. X-ışın aurorasının kökeni ve garip davranışı, çoktandır gizemini koruyor. Ama şimdi XMM-Newton X-ışın gözlemevinin uzun bir gözlemi ve Juno’nun (Jüpiter’in yörüngesindeki bir uydu görevi) gözlemlerinin bilgisayar simülasyonlarıyla birleştirilmesi sayesinde, bilim insanları Jüpiter’in zonklayan X-ışın auroralarının 40 yıllık gizemini nihayet aydınlattılar. Bu birleşik çalışmalar, Jüpiter’in güçlü manyetik alanıyla Güneş’ten gelen parçacık rüzgarı arasındaki etkileşimin, gezegenin üzerinde Jüpiter büyüklüğünde elektromanyetik dalgalar tetiklediğini gösteriyor. Bu dalgalar, uydusu Io’daki volkanik püskürmeler tarafından üretilen ve Jüpiter’in manyetik alanında hapsolmuş elektrik yüklü kükürt iyonlarının, Jüpiter’in manyetik kutuplarına doğru manyetik alan çizgileri boyunca periyodik olarak yağmalarına sebep oluyor. Yukarıdaki illüstrasyon, hapsedilmiş iyonların (ölçeksiz!) Jüpiter’in manyetik alanı boyunca, X-ışın auroralarını oluşturmak üzere manyetik kutuplara doğru nasıl hareket ettiklerini gösteriyor. Bu süreci anlamak, bilim insanlarının benzer iyon-manyetik alan etkileşimlerinin diğer gezegenlerde ve uzayın başka yerlerinde nasıl işliyor olabileceğini daha iyi anlamalarını sağlıyor.
Görsel: Yao/Dunn/ESA/NASA