Yaşlı dev yıldızlar bol miktarda radyasyonla birlikte aynı zamanda bol miktarda madde de yayınlarlar. Maddeler yıldız yüzeyinden yıldızın radyasyonuyla uzaklaştırılır ve kuvvetli bir yıldız rüzgarı formunda uzaya doğru saatte 1.5 milyon kilometreden daha yüksek bir hızda akarlar. Bu rüzgar yıldızın etrafındaki gaz ve tozlara çarpararak dışarı iter ve yıldızın çevresinde büyük bir alanı, bir “baloncuğu” boşaltır. Rüzgarla şişirilen bir baloncuğa güzel bir örnek, yukarıda bir kompozit optik ve X-ışın görselinde gösterilen NGC 6888 Hilal Nebulası. Baloncuk, çevreleyen yıldızlararası ortamdaki madde miktarındaki farklılıklar nedeniyle kusursuz bir küre şeklinde değil. Bu yoğunluk farkları aynı zamanda görselde görülen parlak düğümleri ve filamentleri de ortaya çıkarıyor. Baloncuk sıcak ve bu görüntüde mavi ton olarak görülebilen X-ışınlarında güçlü biçimde parlıyor. Nebulanın etrafındaki yeşil parlama ise baloncuğun daha soğuk dış yüzeyinde elektronlarıyla tekrar birleşen oksijen atomları tarafından üretilen optik emisyon. Hilal’in X-ışın görüntüsü XMM-Newton X-ışın uzay teleskobunun hassas detektörleri ile elde edildi. İşin tuhafı, Hilal aslında gökyüzünde, XMM-Newton için yıllar boyunca erişilemez olan belirli bir bölgede, gözlemevi için bir “kör noktada” yer alıyor. Ama XMM-Newton’un (ve uzaydaki tüm uyduların) yörüngeleri, araç üzerindeki farklı kütle çekim kuvvetlerinden dolayı zaman içerisinde kayar. Bu sayede bu konum 2014’te, fırlatmadan neredeyse 15 yıl sonra XMM-Newton için görülür hale geldi. Yukarıdaki muhteşem görüntü gözlemin beklemeye değdiğini gösteriyor.
Görsel & Referans: ESA/XMM-Newton, J. Toalá & D. Goldman