Kütle çekim neden bu kadar zayıf bir kuvvet, dört temel kuvvet arasında açık ara en güçsüzü? Muhtemel bir açıklama, kütle çekimin, bildiğimiz ve sevdiğimiz üç uzaysal boyutun ötesindeki fiziksel boyutlara erişimi olabileceği ve bu diğer boyutlara sızarak üç boyutlu dünyamızda gözlemlediğimiz geriye kalan kuvveti zayıflatması olabilir. Bu doğruysa, kütle çekimin çok uzun ve nispeten kısa mesafelerde farklı şekilde işlediğine işaret edebilir. Astronomlar gerçekte, bilinen uzaklıklardaki kaynaklar tarafından üretilen kütle çekim dalgalarının davranışına bakarak bu sızıntıya sınırlar koyabiliyorlar. Doğa bize nazikçe böyle bir (şimdiye kadar) kaynak sağladı: 17 Ağustos 2017 gözlenen, artık ünlü olan iki nötron yıldızının birleşmesi. Bu olay (yukarıdaki illüstrasyonda gösterilen) önemli çünkü hem kütle çekim radyasyonu, hem de astronomların konumunu tam olarak bulmasını ve bize olan mesafesini belirlemesini sağlayan, Gama-ışınlarında (ve morötesi, optik ve X-ışın radyasyonunda) bir elektromanyetik imza üretti. Bu nötron yıldızı birleşmesi tarafından oluşturulan kütle çekim dalgalarının mesafeyle nasıl dağıldığını temel alan astronomlar, ayrı boyutlara bir kütle çekim sızıntısına dair hiçbir kanıt bulamadılar. Bu rahatlatıcı sonuç, kilometrelerin uzunluk ölçeğindeki uzaysal boyutların sayısının, tanıdık olan üçle sınırlı olduğunu gösteriyor.
Görsel & Referans: Fermilab