Jüpiter Güneş Sistemimizdeki en büyük ve en ağır gezegendir. Diğer tüm gezegenlerin toplamından daha fazla, Dünya’nın neredeyse 318 katı kadar ağırdır. Artık, diğer güneş sistemlerinde de Jüpiter büyüklüğünde başka gezegenler bulunduğunu, bu yüzden Jüpiter’e benzer büyük, ağır gezegenlerin oluşumununun hayli yaygın olabileceğini ve gezegen sistemlerinin oluşumunda anahtar bir rol oynayabileceğini biliyoruz. Parlak bir çıplak göz gezegeni olan Jüpiter’in kendisi ise büyük ölçüde bir gizem. Jüpiter’in atmosferi girdaplı, çizgili amonyak bulutlarıyla ve Dünya’nın iki katından daha büyük, devasa bir siklonik fırtınayla, meşhur Büyük Kırmızı Leke’yle öne çıkıyor. 9.8 saatlik Jüpiter günü tüm büyük gezegenler arasında en kısası. Jüpiter’in hızlı dönüşü, Güneş’ten gelen yüklü parçacıkları yakalayan ve kuzey ve güney manyetik kutuplarında güzel bir ışık gösterisi üreten güçlü bir manyetik alanın oluşmasına yardım ediyor. Bu ışık gösterisi Jüpiter’in auroraları, Dünya’nın Kuzey ve Güney ışıklarının daha büyük bir versiyonu. Dünya’dakilere benzer şekilde Jüpiter’in auroraları da güneş rüzgarındaki yüksek enerji parçacıkları gezegenin manyetik alanı tarafından yakalanıp, gezegenin atmosferindeki atomlarla etkileştikleri kuzey ve güney manyetik kutuplarına doğru yönlendirildiklerinde üretilir. Bu enerjik güneş rüzgarı parçacıkları manyetik kutupların yakınında atmosferdeki atomlarla çarpıştığında, daha sonra enerji kaybederek aurora ışığını meydana getiren elektronlara enerji verir. Jüpiter’de bu etkileşimler o kadar enerjiktir ki yüksek enerji X-ışın emisyonu üretir. Gerçekte Jüpiter, “X-ışın auroralarına” sahip olduğunu bildiğimiz tek gezegen. Bu görüntü, Jüpiter’in yörüngedeki Juno tarafından çekilmiş bir optik fotoğrafının ve Chandra X-ışın Gözlemevi’nin gördüğü şekilde Güney X-ışın aurorasının bir kompozitini gösteriyor. Jüpiter’deki X-ışın auroralarının gizemli kökeninin yanında Chandra ve XMM-Newton X-ışın Gözlemevi’nin yeni gözlemleri, bir nedenle Jüpiter’in kuzey ve güney ışıklarının birbirlerinden farklı davrandığını gösteriyor: güney aurorası 11 dakikalık bir zaman ölçeğinde değişirken kuzey aurorası rastgele değişiyor gibi görünüyor. Bu, kuzey ve güney ışıklarının uyumlu davranma eğiliminde olduğu Dünya’dan farklı. Juno, Chandra ve XMM-Newton’la yapılan yeni gözlemler, Jüpiter’in güçlü manyetik alanı, güneş rüzgarı ve gezegenin atmosferi arasındaki gizemli etkileşimi çözmek için yeni ve önemli detaylar sunacak.
Görsel: X-ışın: NASA/CXC/UCL/W.Dunn et al, Optik: Güney Kutbu: NASA/JPL-Caltech/SwRI/MSSS/Gerald Eichstäadt /Seán Doran